Tanrı Dağı Suyuyla
Yıkanıp, Hira Nuruna Gark Olmak
İslamiyet,kelime manası itibariyle teslimiyet
demektir.Yani maddi ve manevi olarak,kısacası her şeyiyle insanın kendini
teslimidir.Peki bu teslimiyet nedir, nasıl olur, ne yapılmalıdır?
Bunları
anlayabilmek çok zor olmasa gerek. Ve bunların cevabını kültürümüzde var olan,
bizzat içimizde yaşamış Yesevilerle, Yunuslarla, Hacı Bektaşlarla
verebiliriz.Onlar ki, kutlu bir davaya nefs denen büyük bir düşmanla mücadele
ederek yola çıkmışlar, manevi ve maddi dünya da sayısız badireler atlatarak
ermişler, kendilerini adamışlar ve dahi teslim etmişlerdir.(Hamdım, piştim,
yandım)
Türklerin
islamiyeti benimsemesiyle beraber bahsini ettiğimiz felsefe daha da
genişlemiştir.Türkler Alp’lik
gömleklerinin üstüne Erenlik hırkasını giymişler nice toprakların
yanında nice gönüller fethetmişlerdir.Peki Alperen sıfatını bünyesinde
barındıran atalarımız neden bunları yapmışlardır? Çünkü Alperenlik sıfatına bürünenler kutlu bir davanın
hizmetçileri olduklarının, halka hizmet hakk’a hizmet olduğunun bilincinde
olmuşlar, attıkları her adımda ve yaptıkları her işte Allah’ın rızasını
kazanmak için yanıp tutuşmuşlardır.
Demek
istediğimiz şudur ki, en ufak ve en basit işe kalkıştığımızda dahi o işi en iyi
şekilde nihayete erdirebilmek için; adayış, samimiyet, ve teslimeyet önemlidir.
Kaldı ki kendimizi kutlu bir davanın hizmetçisi olarak görüyorsak ya da görmek
istiyorsak, aşkın şarabını içip geçmeliyiz anadan, yardan, serden. Ülkümüze
nasıl hizmet edebilirizlerin derdine düşmeliyiz.Bugün ülkemizde birtakım güzel
işler olmuşsa ve güzel işler oluyorsa eğer, bunlar ülkücü(idealist), kendini
adamış, teslim etmiş insanların sayesinde olmuştur,oluyordur ve olacaktır.Tanrı
dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslüman bireyler bu kör dünyanın kara
düzenine şarttır. Küpelilerden, magazin gibi hayat yaşayan cafe gençliğinden ne
kavmimize ne de mensubu olduğumuz islama hayır gelmeyeceği gibi,zararların
gelmeside kaçınılmazdır.Özlenilen günlerin yaşanmasının yolu nefslerin terbiye
edilmesidir vesselam.
Çok kısa
bir süre önce Rahmet-i rahman’a kavuşan
nefsini terbiye etmiş Alperenlik gömleğini bir an olsun çıkarmamış, Tanrı dağı
kadar Türk, Hira dağı kadar Müslüman olan ve biz Türk gençliğinin felsefesi ve
şiirleriyle kendimizi geliştireceğimiz değerli şairimiz Abdurrahim Karakoç’a
Allah’tan rahmet dilerken onun bir dörtlüğüyle yazımı nihayete erdiriyorum.
Yesi'deki kutsal aşkın mayası
Malazgirt'te Alparslan'ın rüyası
Söğütteki has kilimin boyası
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Malazgirt'te Alparslan'ın rüyası
Söğütteki has kilimin boyası
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Serhat DEMİR
ALPLİĞİNE DE ERENLİĞİNE DE KEFİL OLDUĞUM GARDAŞIM DAHA BİR DİZİ YAZINI OKUMAK DİLEĞİYLE BAŞARILAR DİLER YÜCE RABBİMDEN YARDIMINI ESGEMEMESİNİ TEMENNİ EDERİM YOLUN AÇIK OLSUN
YanıtlaSilMUHAMMET AKBULUT
Allah Razı olsun Yoldaşım ,Ülküdaşım,Abim.Gönüldesin.
YanıtlaSil